Yurt dışı seyahati, ceza davası ve işverene uyarı

Sevgili günlük,

Belki de artık ‘Sevgili yıllık’ diye başlamalıyım sana yazmaya. Bu kadar seyrek yazmakla ilgili bir derdim var biliyorsun, artık her yazıma buna değinerek başlıyorum. Bir yandan “Heyecanımı mı kaybettim acaba” diye hayıflanıyorum, ama öte yandan “Böyle olması doğal, hayatımın olağan akışının bir parçası haline gelmiş demek ki bu mücadele” diye kendimi rahatlatmaya çalışıyorum. Neyse… Bu sefer anlatacak çok şeyim var, hemen başlıyorum.

Mayıs ayında bir haftalığına iş nedeniyle Sırbistan’a gittim. Sırbistan T.C. vatandaşlarından vize istemediği için uğraşacak pek bir şey yoktu seyahat öncesinde. Uçağımın olduğu güne yaklaşırken şiddeti giderek artan, havalimanında sorun yaşayıp yaşamayacağıma dair endişelerim haricinde tabii…

Teorik olarak bir sorun yaşamamam gerekiyordu. Pasaport kontrolü sırasında bakaya olduğum görünüyorsa en fazla bir tutanak tutulur sonra yoluma devam ederim diye düşünüyordum. Böyle bir durumla uğraşmak gerekirse bol bol zamanımın olması için İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı’na bir hayli erken gittim. Hatta babamdan da bana eşlik etmesini rica ettim, hani gıcıklık yaparlar askerlik şubesine götürürler, babam da beni tekrar havalimanına yetiştirir diye planlar yaparak (Bakar mısın şu tedbirlilik seviyesine sevgili günlük!) Bavulumu teslim edebileceğim en erken zamanda teslim edip pasaport kontrolüne geçtim. Yeni tip pasaportları okuyan makinelerden bir tane koymuşlar Sabiha Gökçen’e. Hiç sıra yoktu; pasaportumu okutup, ileride bekleyen polis memurunun yanına gittim (Evet, sadece makineye okutup geçemiyorsun.) Polis yalnızca yurt dışı çıkış harcımı ödemiş miyim diye baktıktan sonra damga vurup geçmeme izin verdi. Endişelerimi ve tedbirlilik seviyemi gülünç kılacak kadar rahat bir şekilde seyahatime başlayabildim böylece.

Devletimiz, sağ olsun, bu rahat deneyimin acısını çıkarmakta gecikmedi. Sırbistan’dayken telefonuma gelen bir SMS ile karakola ifade vermek için çağrıldığımı öğrendim. İstanbul’a döndükten sonra Av. Gökhan Soysal ile karakola gidip, yazının sonundaki belgelerden ilkinde görebileceğin ifadeyi verdim. Bu ifadenin sonrasında ise beklenen oldu. Başlıkta tarih sırasıyla yazdığım için arada kaynadı, ama sana anlatacaklarımın arasındaki en önemli gelişme bu aslında: Kesinleşen idari para cezamın ardından askere gitmemeye devam ettiğim için hakkımda ceza davası açıldı. Ankara 51. Asliye Ceza Mahkemesi’nce görülecek davanın iddianamesi de yine yazının sonunda. Askeri Ceza Kanunu’nun 63. maddesinin 1. fıkrasına göre bakaya kalanlar, bakaya kaldıkları tarihten bir yıl veya daha sonra yakalanırlarsa altı aydan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılırlar. Savcılığın da benim için istediği ceza bu. Gelişmelerden seni haberdar edeceğim sevgili günlük, ama uzun süreceğe benzer, çünkü ilk duruşma Aralık 2022’de.

Gelelim son havadise: Ocak ayından beri sigortalı olarak çalışıyorum. Temmuz ayının sonunda Çankaya Askerlik Şubesi, işverenime uyarı yazısı göndererek iki ay içerisinde işten çıkarılmam gerektiğini bildirdi. Bu yazıyı da aşağıda görebilirsin. Bu yazının gelmesi biraz daha uzun sürer diye düşünüyordum, ama neyse, emekliliğime 8 ay daha yaklaşmış oldum!

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s